24 Ağustos 2011 Çarşamba

SIEM REAP


       
         Uçakla üzerinden geçerken yüzünde yokluğu okuduğumuz Siem Reap'ın Küçük havaalanına indiğimizde bizi koyu renkli , küçük sevimli ,sıcak yüzleriyle karşılayan insanlara hemen sempati duyuyoruz.Çok önemli bir tarihe sahip olan bu insanların yakın tarihi büyük acılarla dolu.Vietnam Savaşı'nda kuzeyin yanında yer alan Kamboçya Amerikan bombalarından nasibini alır.Bu durum küçük komünist bir grup olan Kızıl Khmerler'in halkın desteğini kazanmasına neden olur.Kızıl Khmerler Başkent Phnom Penh 'e girdiğinde herkes artık savaşın bittiğini düşünür.Ama asıl acı ve şiddet bundan sonra başlar.Kendisi de tarımla uğraşan bir aileden gelen ,Fransa da eğitim almış olan Kızıl Khmerlerin başındaki Pol Pot askerlerden de aldığı destekle başa geçer ve tarihin en önemli soykırımlarından birini gerçekleştirir.Tarım toplumu oluşturup dünyayı sıfır noktasına geri çekmek gibi aptalca bir amaca sahip olan bu cani, okuma yazma bilen herkesi ve bunların çocuklarını katleder hatta gözlük takanları da okuma yazma biliyordur gerekçesiyle öldürür.Diğer insanları da ülkenin çeşitli yerlerinde ki tarlalara sürer.2 milyon insanın ölümüne neden olan ve dünyanın gördüğü en büyük acılardan olan bu zulmün resimleri ve anıları Başkent Phnom Penh de sergilenmekte.




        Havaalanın dışında bulduğumuz tuk tukçu Kim'le şehre gitme karşılığında 5 dolara ,ayrıca tüm gün şehri gezmek için 12 dolara anlaşıyoruz. Bu arada Kim gerçekten çok önemli bir insan benim gözümde karakteri ve yaptıklarıyla.Ailesine bakmasının yanında ülkesinin çocuklarına gönüllü olarak ingilizce öğreten bir kurumun da kurucusu destekçisi herşeyi.Bu yüzden Kim bizim gönlümüz de misafirperverliği , iyilikseverliği, sıcakkanlılığı ve samimiyetiyle oldugu kadar yaptıkları ve yapmak istedikleriyle de gerçekten önemli bir yer edindi.Ben şunu biliyorum şuan Kamboçya da iyi bir arkadaşım var ve ben ona hedeflerine ulaşması konusunda yardımcı olmak için elimden geldiğince yardım etmek istiyorum.Yolda Kim'in önerisi üzerine arkadaşının oteline gitmeye karar veriyoruz.Günlüğü 15 dolara anlaştığımız otele kişi başı 15 dolar ödeyeceğimizi düşünürken aslında 2 kişinin yada odanın 15 dolar olması bizim için sürpriz oldu.




        İlk gün otelimize yerleşip duşumuzu alıp biraz dinlendikten sonra Siem Reap şehrinin yaklaşık 9 km. uzaklıkta bulunan Angkor bölgesine gitmek üzere yola çıkıyoruz.Önce tapınaklar bölgesinin girişinde bulunan gişeden 40 dolara 3 günlük gezi biletimizi alıyoruz.



             İlk durağımız buradaki tapınakların en ihtişamlısı ve en önemlisi olan Angkor Wat.Uzun zamandır beni hiçbir şey böylesine şaşırtıp kendisine hayran bırakmamıştı.Bu yapının 12. yüzyılda inşa edilmiş olması ayrı bir hayranlık ve şaşkınlık nedeni.Avrupa henüz ortaçağ karanlığında sürüklenirken ,Rönasansa yüzlerce yıl kala inşa edilmiş muhteşem bir sanat eseri.Kral II.Suryavarman adına yapılan bu tapınak Khmer mimarisinin ,zerafetinin ,medeniyetinin en önemli temsilcisi.Hindu tapınağı olarak inşa edilmiş olan tapınak daha sonra budist tapınağına dönüştürülmüş.Kubbeleri Hinduizm de tanrıların yaşadığına inanılan Meru Dağı'nı sembolize eder.''İnsan beyninin bugüne kadar tasarladığı en görkemli ve en uyumlu yapıt''olarak nitelendirilen tapınağın, Kamboçya bayrağının üzerinde betimlenmiş olması da Khmerler için ne kadar önemli bir yeri olduğunun da göstergesidir.


        Adeta büyülenmiş olarak çıktığımız Angkor wat gezimizden sonraki durağımız Bayon Tapınağı.Angkor Thom şehrinin tam ortasında bulunan tapınak cenneti temsil eder.Kral VIII. Jayavarman tarafından inşa ettirilen Tapınak Angkor Wat'ın aksine barok usulune uygun olarak inşa edilmiş.216 tane gülen yüzün bulunduğu tapınakta 4 yüz, bağışlanmayı,basitliği ,merhameti ve eşitliği temsil eder.Tapınakla hala çözülemeyen bir çok sır bulunmaktadır.Bu ve buna benzer büyüklü küçüklü 100 den fazla tapınagın bulundugu Angkor bölgesindeki iki günlük gezimizin ilk gününü tamamlayarak otelimize dönüyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder