Akşam saat 10 civarında Roma Tren İstasyonunda iniyorum.Kalacağım yeri özellikle tren istasyonuna yakın seçmiş olmanın rahatlığıyla yavaş hareket ediyorum.Dışarıya çıkıp istasyona yaklaşık 400 mt. uzaklıktaki hosteli 1 saatlik bir arama sonucu buluyorum.Fasli Müslüman bir ailenin işlettiği hostel burası.Kayıt yaptırdıktan sonra bana terası gösteriyor herkes burada.İçeride 20 kişi var en köşede yaklaşık 10 kişilik bir grup Türkçe şarkılar söyleyip bira içiyorlar.Nedense(büyük ihtimalle araya girip muhabbeti bölmek istemediğimden) önümde ki masa da oturan 3 kişinin yanına gidiyorum.Portekizli olan bu arkadaşlarla hemen ısınıp güzel bir muhabbete başlıyoruz.Portekiz hakkında bişeyler bilmem özellikle portekiz futbolu ilgilerini çekiyor.Querasma nın Beşiktaşa gelmiş olması da o günlerde gerçekleşiyor.Gecenin ilerleyen saatlerinde Terası kapatmak için geliyor görevli yan binaların rahatsız olabileceğini gerekçe göstererek.Portekizliler yatmaya gidiyor.Bu sırada Türk arkadaşlar da yanımdan geçerken merhaba diyorum.Hostelin önünde biraz muhabbetten sonra onların keşfettiği Collessium a nazır bir parka gidiyoruz.Sesi güzel repertuarı geniş olan bir arkadaşın olmasının da verdiği avantajıyla sabahın ilk ışıklarına kadar sürecek bir muhabbet sarıyor bizi.Şarkılar söylerek dönüyoruz hostelimize.
Sabah erkenden kalkıyorum.Gar yakınlarında bir yerde kahvaltımı yapıyorum.Bu sırada dün akşam birlikte olduğum gruptan Bir arkadaşı görüyorum.Sesleniyorum Diğer arkadaşları almaya gidiyormuş birlikte gezmeye karar veriyoruz.Diğer arkadaşlar da geliyor yarım saat sonra.İlk durağımız Colessium Grupta yaklaşık 8 kişiyiz sonra 4 kişi alışveriş için ayrılıyor.Eray Gamze Cem ve ben Colessium a giriyoruz.İlk işimiz buranın nasıl kullanıldığını çözmek Çeşitli fikirler efsanelerle birleşip ortaya karman çorman birşeyler çıkıyor ama en mantıklısı Eray'ın ki.Orta kısımın üstü açık aslında eskiden kapalıydı.Tribünler de oturma yerleri yıkılmış durumda Pepsi reklamından biraz hatırlıyoruz burayı.Aslanların çıktığı yeri Cem in Spartacus filmden yola çıkarak yorumlaması.Gladyatörlerin bekledikleri yerleri tahmin etmeyi yine Spartacus filmine borçluyuz.Eray arkadan bağrıyor Türk Buldum Türk buldum diye.Yaklaşıyoruz Evli bir çift araba kiralayark çıktıkları avrupa seyahatinin ikinci durağıymış Roma yaklaşık bir saatlik sohbetin ardından devam ediyoruz.Hedefimiz Kralın oturduğu yer.Biraz zor olsa da üst katlara çıkmayı başarıyoruz.Haliyle Colessium a en hakim yer Kralın oturduğu yer.İnsanların burada birbirini öldürürken ne kadar eğlendiğini aklımız ve vicdanımız almasa da içimizde hoş bir heyecanla izliyoruz Colessium u.Bir hayli zaman geçiriyoruz burada neredeyse günümüzün yarısı burada geçiyor.Sonra Başkanlık sarayına doğru yürümeye başlıyoruz.Her sokakta yeni bir eser yıkık bir kent.Üzerlerinde toz bile yok
.Burada müzeye gitmeye gerek yok çünkü kentin kendisi müze.İtalyanlar eserlerini sokaklarda sergiliyorlar takdir ediyorum hayranlık duyuyorum tarihe duydukları saygıya , verdikleri değere , sahiplenmelerine , Muhteşem bir yapı olan başkanlık sarayı(ben öyle diyorum bu binaya) Bembeyaz tüm zerafeti ve simetrisiyle kendini hayran bırakıyor.Oradan nehre doğru yürüyoruz.Ama önce karnımızı doyurmalıyız.Yolda bir çin lokantasına rastlıyoruz burada yemek yemeye karar veriyoruz.Ama ne yiyeceğimiz konusunda hiç bir fikrimiz yok.Yaklaşık yarım saatlik bir menü incelenmesinin ardından hepimiz turist menüsünde karar kılıp bir yarım saat daha bekliyoruz.Yediğimiz yemekler öylesine lezzetli ki herşeye değer.Güzel bir yemeğin ardından.Arkamız daki masada oturan bir adam ve iki kadınla ilgili yapılan dedikodunun ardından Nehre doğru yürüyoruz.
Ama hava kararmış durumda Birkaç fotograf çekip geri dönüyoruz çünkü saat 11 de trenle italyanın güneyine gidecekler.Moda tasarım kursu için 10 kişi olarak İtalya'nın güneyinde bir yere bir aylığına gelmişler hafta sonunu Roma da değerlendirmek istemişler.Gamze yle Eray çantalarını almak için hostele gidiyorlar Bizde Cem'le bira içmek için garının 200 mt. aşağısında ki havuza gidiyoruz.Yürümekten bir numara daha büyümüş olan ayaklarımızı buz gibi suya sokup buz gibi biramızı yudumluyoruz.Bu gerçekten çok keyifli.Tren saati yaklaşıyor.Gara gidiyoruz herkes orada biraz bekledikten sonra onları uğurlayıp Hostelime dönüyorum.