12 Eylül 2010 Pazar

Amsterdam'da III

Önce leidseplein e gidiyorum.Burası yeme içme eğlencenin merkezi burada ki kahvaltı ve kahve molasından sonra.Kanal turu yapmak için nehre doğru yürüyorum.İlk gördüğüm tekne ye atlıyorum.Kaptanın anlatımıyla birlikte kanalların içinde gezmeye başlıyoruz.Şehir kanalın içinden bir başka güzel geliyor insana.Yüzen evler tarihi binalar insan kendini 16 yüzyılda hissediyor.Yaklaşık 2 saatlik bir kanal turundan sonra İ Amsterdam yazısını bulmak üzere yola çıkıyorum.

Önce wondelparkı görüyorum sonra museumplein.Burası çeşitli müzelerin olduğu bir yer.Yazıyı buluyorum burada foto çektirmemek olmaz.Bir kaç fotodan sonra dinlenmek için oturuyorum.Yanımda dört kız var.Türkçe konuşuyorlar.Gördüğüm ilk Türkler bunlar.Merhaba diyeceğim vazgeçiyorum.Amsterdam yazısının önünde nasıl fotograf çektireceklerini tartışıyorlar.A'nın önüne ikimiz gecelim M'nin önüne ikiniz geçin öyle çektirelim diyor birisi.Diğeri o zaman S yi de alalım tam olsun diyor.Bana dönüyorlar.İngilizce Fotograf çekmemi sadece A , M ve S harflerini almamı istiyorlar.Neden hala türkçe konuşmuyorum bende anlamıyorum.İstedikleri fotoyu çekiyorum.Şimdiki rotam Heineken bira müzesi ve pazar Önce Müzeyi buluyorum ama giriş 25 euro bira müzesi için pahalı olduğu için pazara yöneliyorum.pazarda geziyorum.
Balıkçı Albert amcayı selamlayarak pazarın sonuna ordan tekrar museumplein e ve yolda aldığım biralarla birlikte Wondelpark a gidiyorum.Oturacak bir yer ararken elinde pazar çantası olan bir teyzeyle elinde teyp olan bir amca geçiyor yanımdan.Sonra Birden Müzik sesi yükseliyor.Birde bakıyorum ki amcayle teyze coşmuş.Kopuyorlar.son ses müziği açmışlar amca gitar çalıyormuş gibi teyze rockçı gibi dans ediyorlar.Hemen kaydediyorum.Herkes toplanıyor Etrafa onları izliyoruz.Ama ben şok yaşıyorum bi,r yandan çekim yapıyorum.Müzik bitince hiç bir şey olmamış gibi beni kendilerine hayran bırakarak gidiyorlar.Wondelpark çok huzurlu bir yer insanlar burada spor yapıyor,bisiklete biniyor, köpeklerini gezdiriyor veya oturup içkilerini içiyorlar.Orada dinlenip kendime geldikten sonra havanın da hafif ten kararmasıyla birlikte.


Amsterdam 'ın diğer bir yüzü olan Red Light District bölgesine doğru yürüyorum.Burada insanlar aileleriyle birlikte bazıları kızarkadaşları erkekarkadaşlarıyla geziyor.Dar sokaklar kalabalık.Sokakları kırmızı ışıklar aydınlatıyor.Buradaki kızların güzellikleriyle Hollandalıların gurur duymasına hak vererek buradan ayrılıyorum. Hostelime geri dönüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder