12 Eylül 2010 Pazar

Amsterdam'da II

Sabah erkenden kalkıyorum.Kendimi sokağa atıyorum.Kahvaltı yapmaya ihtiaycım var ama acele etmiyorum nasıl olsa bir yerlerde bir yer bulur girerim diyorum.Yol üstünde giderken sandvic dükkanına rastlıyorum giriyorum içeriye.Bir sandvic alıyorum yemeye başlıyorum yarısına geldikten sonra sandviçteki salamın lezzetinden olsa gerek domuz eti aklıma gelir gibi oluyor ki,sandviçi hemen bitiriyorum:)Sonra bu sakın domuz eti olmasın diyorum ve bundan sonra dikkat etmeye karar veriyorum.Kahvaltımı yaptıktan sonra yine bırakıyorum kendimi sokaklara aslında planım var ama burada bir turist gibi gezmekten çok plansız hareket etmek istiyorum.
Sokaklarda yürüyorum, izliyorum.İnsanları tanımaya kültürü tanımaya çalışıyorum.Tüm günümü sokaklarda gezerek geçiriyorum.Futbol topuyla hareketler yapan çocukları izliyorum.Önüme çıkan kiliselere giriyorum.Yolumun üzerinde Anne Frank 'in Evi var.Bir kalablık görüyorum yaklaşıyorum upuzun bir kuyruk.Buraya girmekten vazgeçip şehrin batı ucuna doğru yürüyorum.Evlerin altında kafeler, hediyelik eşya dükkanları var , en çokta hint lokantaları.Hintliler burada bir hayli dükkan açmış.Ama döner kebap dükkanları görmekte olası.Tabi bunların genelde araplar tarafından işletiliyor olmasıda ilginç.


Yürüyerek tekrar Dam Meydanına geliyorum.Burada yeni kiliseyi ziyaret ediyorum.Bana Osmanlı mimarisini anımsatıyor.Oradan Madame Tussaud's Müzesine gidiyorum.Önünde upuzun bir kuyruk var kapanmasına da az bir vakit var.Günün yorgunluğunu atmak için Dam meydanında bir bara oturuyorum.Hava kararırken biramı yudumlayıp insanları izliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder